Sizin en hayırlılarınız, Kuran'ı öğrenen ve öğretenlerinizdir. - GENÇLİK
  Ana Sayfa
  Galeri
  Radyo-Sohbet
  Dost Site
  Forum
  HAKKIMIZDA
  ÜRÜNLERİMİZ
  KURAN DİNLE
  Kuran Tilafeti
  Kuran Oku ve Dinle
  ESMÂ'ÜL HÜSNÂ
  Efendimizin İsimleri
  Peygamberler Tarihi
  Peygamberimizin Hayatı
  Veda Hutbesi
  Sahabeler
  Kirk Hadis
  Namaz Saatleri
  ASHAB-I KEHF
  Risale-i nur ve beduuzzaman
  ALTIN SİLSİLE
  Vaazlar Oku ve Utan Halinden
  => AKRABA İLİŞKİLERİ
  => ANNE-BABAYA SAYGI
  => SOFRA ÂDÂBI
  => CUMA NAMAZI
  => İSLAM’DA ADALET
  => ZEKAT
  => GÜZEL AHLÂK
  => KABİR ZİYARETİ
  => İÇKİ ve UYUŞTURUCUNUN ZARARLARI
  => Din ve Biz
  => Unutulan Sünnetler
  => GENÇLİK
  => İBADET VE ÖNEMİ
  => SADAKA VERMENİN FAZİLETİ
  => PEYGAMBERİMİZ ve ÇOCUKLAR
  => Namazda Yaptığımız Hatalar
  => EVLİLİK VE AİLE
  => Allah Sevgisi
  => İŞÇİ-İŞVEREN İLİŞKİLERİ
  => SELÂMLAŞMAK
  => ÜÇ AYLAR VE REGÂİB KANDİLİ
  DİNİ BİLGİLER
  Osmali Devleti
  Reklam Ver
  Siteler
  Boykot Listesi
  Evliyalar
  İbret Verici Resimler
  İlahi Dinle
  Canli TV
  Html Koduları
  Telekom Fatura Sorgulama
  Öss Deneme Sinavi
  Görüntüler
  Spor
  Sponsorlar
  Ziyaretşi defteri
  İletişim
  Şikayet ve Önerileriniz
  Dini Hikayeler
  Bilmeceler
  Canli Maç Sonuçları
  aaa
  ssds
Muhterem Müslümanlar!

Bir ülkenin maddî ve manevî gelişmesinde, varlığını korumasında, dinî ve kültürel değerlerini yaşatıp zenginleştirmesinde en önemli unsur gençliktir.
Gençlik, ömrün en bereketli dönemidir. Hayat boyu insana gerekli olacak bilgiler, güzel alışkanlıklar, feragat, sabır, irade, azim ve mücadele yeteneği gençlik çağında oluşur. Gençlerin imkan ve fırsatlarıyla büyüklerin tecrübeleri bir araya geldiğinde, bundan din ve dünyamız için nice hayırlar, iyilik ve güzellikler doğar.

Aziz Cemaat, Sevgili Gençler!

Kur’ân-ı Kerîm, Hz. İbrahim, Hz. Mûsâ, Hz. Yûsuf, Ashâb-ı Kehf gibi [1] gençlerden sözeder. Bütün insanlık için onların, iman, ahlâk, cesaret, iffet ve haya gibi erdemlerde örnek ve rehber olduklarını bildirir [3].
Kur’ân-ı Kerîm’in gençliğe model olarak gösterdiği en önemli simalardan birisi Yûsuf (a.s)’dır. Yûsuf (a.s), kardeşlerinin kendisini kıskanmasıyla başlayan, kuyuya atılması ile derinleşen, köle olarak satılması ile ağırlaşan, iftiraya uğraması ve iffet sınavı ile doruğa ulaşan büyük ve kapsamlı bir sınava tâbi tutulmuş ve hepsinin üstesinden gelmiş bir gençtir [4].
Böylece O, kendi dönemindeki ve daha sonraki bütün nesillere iman, karakter ve iffet örneği oldu. Her türlü dinî, ahlâkî ve kültürel yozlaşmalara karşı günümüz gençliğine, Hz. Yûsuf’un Allah’a olan bağlılığını, iffet ve sadakatini öğretmek gerekir.

Değerli Kardeşlerim!

En canlı ve başarılı faaliyetler, genç yaşta olmaktadır. Hicret esnasında putperestler Peygamberimizi yatağında baskın yapıp öldürmeye karar verdiğinde Resûlullah (s.a.v)’in yerine onun yatağına girip hiç tereddüt etmeden kendisini feda etmeyi göze alan gencecik yaştaki Hz. Ali olmuştur. Sahabenin büyükleri varken, Hz. Peygamber’in orduya komutan tayin ettiği Üsâme b. Zeyd, 20 yaşında Yemen Valisi yaptığı Ebû Mûsâ el-Eş’arî, Kuzey Afrika fatihi Ukbe b. Nâfi’, Peygamber (s.a.v)’ in müjdesine nail olma aşkıyla İstanbul’u fetheden Fatih Sultan Mehmed, birer genç idiler. Bütün bu misaller gösteriyor ki, gençlik dönemleri muazzam başarılarla taçlandırılabilir.

Aziz Kardeşlerim!

Gençlik, bir enerji dönemidir. Bu dönemde gençlere iyi rehberlik yapabilen, onları iyi eğitebilen milletler daima kazançlı çıkmışlardır. Onları eğitmeyen, kendi hallerine terk eden milletler ise çok büyük zararlara uğramışlardır.
Bu gerçeği çok iyi gören aziz Atatürk, Gençliğe Hitabesi’nde İstiklalimizi ve Cumhuriyetimizi müdafaa ve muhafaza görevini gençliğe emanet etmiş; İstiklal Savaşımızın başlangıç noktasını simgeleyen 19 Mayıs Bayramını da gençliğe armağan etmiştir.
Hutbemi Peygamber Efendimiz’in gençlik döneminin önemini anlatan şu mübarek sözleriyle bitirmek istiyorum: “İnsanoğlu, kıyâmet günüde beş şeyden sorulmadıkça Rabbinin huzurundan ayrılamaz: Ömrünü nerede bitirdiği, gençliğini hangi yolda tükettiği, malını nereden kazandığı, malını nereye harcadığı, bildiği ile ne kadar amel ettiği” [2].
______________
[1] Kehf, 18/13.
[2] Tirmizî, “Kıyâmet”, 1.
[3] En’âm, 6/80-81; Yunus, 10/83; Meryem, 19/41-48, 49; Nahl, 16/20; Enbiyâ, 21/51-70.
[4] Yûsuf, 12/8-23.
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol